Satrançta Büyük Ustalar ve Modern Görüşler

Bugün inceleyeceğimiz kitap Richard Reti’nin “Satrançta Büyük Ustalar Ve Modern Görüşler” kitabı. Ben bu kitabı en az üç kere okumuşumdur. Ve hala ismini duyduğumda içimi bir okuma ateşi sarar. Reti’nin anlatımı o kadar güzel ve akıcı ki insanın okudukça okuyası geliyor. Peki bu kitap kimlere hitap ediyor diye sorarsanız, satrançta taşların hareketini öğrenmiş ve notasyon dilini bilen herkese hitap ediyor. Çünkü Reti bu kitapta satrancı tarihsel gelişimi içinde mükemmel bir şekilde anlatıyor ve hangi hamlenin neden yapıldığını uzun uzun açıklayarak belleğimize kazıyor. Ben bu kitabı sizlere anlatmak yerine arka yüzünde yazan yazıyı yazmayı yeğliyorum. Ama şunu vurgulamak isterim. Satranca yeni başlayan arkadaşlarımın kesinlikle okuması gereken bir başyapıt !!

             “Richard Reti (1889 – 1929) Çekoslovakya’da Pezinok’ta doğmuş, Viyana Üniversitesi’nde  matematik ve fizik öğrenimi görmüş, bu arada Viyana’da köklü bir geleneği olan satrançla yakından ilgilenmiştir. Birinci Dünya Savaşı ertesinde katıldığı turnuvalarda üst üste başarılı sonuçlar elde eden Reti, belki en önemli başarısını zamanın hemen hemen bütün büyük satraç ustalarının çağırılı bulunduğu 1924 New York Turnuvası’nda elde etmiştir.  Bu turnuvada Reti yalnızca beşincilik ödülünü kazanmakla kalmamış, o yıllarda yenilmezliğiyle ün salmış Dünya Satranç Şampiyonu Capablanca’yı da yenilgiye uğratmıştır. Üstelik bu yenilgiyle birlikte, Reti’nin kendi açılış düzeni çetin bir sınavdan geçmiş oluyordu. New York Turnuvası’nda Reti’ye çok başarılar kazandıran bu açılış yepyeni bir satranç anlayışına dayanmaktaydı. Böylece Reti’nin bu turnuvadaki başarısı, gerçekte eski satranç anlayışına karşı savaş açmış genç kuşaktan satrançıların bir başarısı oluyordu. 

              Satrancın her dalında başarılı sonuçlar elde eden Reti  1925’te 29 masaya birden bakmadan oynayarak günün körleme rekorunu da kırmıştır. Ne var ki, satranç Reti için virtüözlük alanı değil, ancak derin sezişlerle kavranabilen ince ilişkilerin ustalıkla yoğrulacağı bir sanat alanıydı. Bunu, Reti’nin en üst düzeyden bir beceriyle kurduğu oyun sonu etüdlerinde görebiliyoruz. Tüm satranç oyunu da , Reti’ye göre, ” büyük ölçekte bir oyun sonu etüdü olarak ele alınabilir”di.

              Bir ders kitabı yöntemliliğiyle işlediği bu yapıtında Reti, satranç stratejisini tarihsel gelişimi içinde sunmaktadır. Andersen dönemi romantizminden örneklerle başlayan kitap, Morphy ve özellikle Steinitz’in yol açtıkları klasik çığırı irdeledikten sonra, satrancın Rubinstein’la Capablanca’nın elinde ulaştığı yetkin yoğrumu betimlemekte ve Reti’nin kendisinin de içinde bulunduğu, Nimzoviç, Aljehin, Breyer gibi hipermodernler kuşağının görüşlerini yansıtarak son bulmaktadır. Reti bu arada, açılış sorunlarını, varyant labirentlerinde kaybolmadan, hamlelerin ardında yatan stratejik amacın ışığında aydınlatmakta, ayrıca sayısız oyun ortası sorununa değinme fırsatını da bularak can alıcı noktaları, yalın, açık ve sürükleyici bir anlatımla serimlemektedir.”